Mehmet KAYA
ANKARA – Basın kuruluşları tarafından, basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı olarak nitelenen TBMM’de görüşmeleri süren yasal düzenlemeye karşı Ankara’da eylem yapıldı. Basın Kuruluşları ve medya çalışanları yasa teklifinin geri çekilmesini talep etti. Ankara’da TBMM’nin ilk binasının da bulunduğu, tarihi Atatürk anıtı yanındaki meydanda yapılan eylemde, sembolik olarak kalemler bırakıldı. Eylemde, “Susturma Korkutma, Hapsetme Yasasına Hayır”, “Basın Hürdür Sansür Edilemez” yazılı pankart ve dövizler taşındı.
Basın Konseyi, ÇGD, Diplomasi Muhabirleri Derneği, DİSK Basın-İş, Gazeteciler Cemiyeti, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, KESK Haber-Sen, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Federasyonu, Türkiye Gazeteciler Sendikasının kurumsal olarak destek verdiği eyleme, gazeteciler de katıldı. Eyleme, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleri de katıldı.
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin basın örgütleri tarafından hazırlanan ortak metni okudu. Bilgin, “TBMM’de Basın Kanunu yenileniyor. Adı Basın Kanunu ama içinde basın yok baskı var. Adı Basın Kanunu ama içinde hapis cezası, kapatma, ağır denetim ve basın kartı iptalleri var” dedi.
Gazeteciler, basınla ilgili bir düzenleme yapılırken basın meslek örgütü ve basın mensuplarının dinlenmediğini ve dikkate alınmadığını vurguladılar.
Yargıtay başkanı da “uygulama” endişesini dile getirdi
Nazmi Bilgin tarafından okunan ortak bildiride şu ifadelere yer verildi:
“Sanmayın ki bizler dezenformasyonun önlenmesini istemiyoruz. Ama bunun yolu yasadaki gibi hapis cezasından geçmez. Yargıtay Hâkimi de Adalet Komisyonunda açıkça uyararak, bu yasanın uygulama sırasında yargıda karmaşa ve keyfilik yaratacağını söylemiştir. Ama dinlemediler…
Yasada yazılı basının kapısına kilit vuracak maddeler vardır. Öyle ki Anadolu basını hiçe sayılmış, gözden çıkarılmıştır. Yaklaşık 1000 gazete, yaşam kaynakları olan resmi ilanları büyük oranda kesilerek, kapanmakla karşı karşıya bırakılacaktır. Basın ilanlarının dağıtımına ilişkin değişikliklerle yazılı basına kilit vurduracak olan düzenleme, meslektaşlarımızın özlük haklarında da hiçbir iyileştirme içermiyor. Bunları söyledik, anlattık, yazdık ama dinlemediler.
Bu yasa temel insan haklarına, haberleşme özgürlüğüne, basın özgürlüğüne aykırıdır. Yani Anayasa’ya aykırıdır. Anayasa ile güvence altına alınan haklarımıza aykırıdır. Bu yönüyle sadece gazetecilerin özgürlüklerine değil tüm toplumun özgürlüklerine engeldir.
Yanlış bilgiyi alenen yayma suçu oluşturup 3 yıl hapis cezası getiren bu yasa tüm toplumu yazmaktan, eleştirmekten, sosyal medyada mesaj paylaşmaktan alıkoyacaktır. Bu yasa toplumsal bir otosansür dalgası yaratacaktır. Bu nedenle sadece gazetecilerin sorunu değildir.
Neden getiriliyor bu hapis cezası? Bu nasıl uygulanacak? Seçimlere bir yıldan az bir zaman kalmışken çıkarılan bu yasayla sağlıklı siyasi tartışma ortamı nasıl sağlanacak? Yargıtay’ın görüşündeki gibi uygulamada doğacak karmaşa ve keyfilik nasıl önlenecek? Bu soruları defalarca sorduk ama Meclis’te bizlere hiçbir yanıt verilemedi. İşte bu nedenlerle basın meslek örgütleri olarak, tünelden önceki son çıkışta buradayız. Atatürk Anıtı önünden hep beraber sesleniyoruz. Bu yasada gazeteciler yok, gazetecilerin görüşleri yok, basın özgürlüğü yok diyoruz. Bir kez daha bu yasada susturma, korkutma ve hapsetme var diyoruz. Biz gazeteciler bu yasanın geri çekilmesini istiyoruz.” Eyleme CHP TBMM Grubu ve Parti yöneticileri de destek verdi.